Arama

25 Ekim 2012 Perşembe

İnegöl mobilya sanayii

Alman dekorasyoncular Türkiye’de 1920′lerin son yıllarından başlayarak 1950′lerin ortalarına dek Türk dekorasyonculuk dünyası yoğun bir tasarımcı “ithalatı” yaşadı. Almanya ve Avusturya’dan gelen pekçok dekorasyoncu burada tasarımlar yaptı, okullarda dersler verdi, devlet kurumlarına danışmanlık hizmeti sundu. Gelenlerin arasında Bruno Taut gibi uluslararası sahnenin başrol oyuncuları da vardı, Emst Egiî gibi varlığını Türkiye’nin sunduğu olanaklara borçlu olan meçhul kişilikler de. Kimileri Oelsner gibi ülkelerini Yahudi oldukları için Nazi rejiminin sadizminden kurtulmak amacıyla terk etmişlerdi; Bonatz gibi bazılarıysa sistemle barışıktılar ve sadece yapı yapma fırsatı buldukları için Türkiye’deydiler. İçlerinde inançlı komünistler de vardı; örneği Avusturya’nın İlk kadın dekorasyoncuı Margerete SchütteLihotzky Hitler karşıtı eylemlerde bulunmak için ülkesine döndü ve yıllarca hapis yattı. Konformist olan bazılarıysa burada yaşamaktan rahatsızdılar ve Türkiye’yi başka bir Batı ülkesine geçmek İçin atlama tahtası olarak gördüler. Örneğin, şehirci Martin Wagner, G rop i us tarafından Harvard’a çağırılana dek Türkiye’de keyifsiz günler geçirdi. Ancak, Holzmeister gibi bu ülkede bulunmaktan ve elde ettiği olanaklardan memnun olan ve ilişkilerini yurduna döndükten sonra sürdüren dekorasyoncular da vardı aralarında. Türkiye’ye hangi biçimde yaklaşırlarsa yaklaşıniar, hepsi Türkiye’den yararlandılar; Türkiye de onlardan… Sonraki kuşakların akademik ve mesleki eğitiminde azımsanmayacak etkileri oldu. Sevildiler; zaman zamansa Türk dekorasyoncuların beklediği büyük yapı tasarımı fırsatlarını kaptıkları için nefret konusu oldular. Türkiye’ye benzersiz bir deney olanağı sundular. Diğer taraftan da, büyük dünya ekonomik bunalımını ve Nazizm’in acımasızlığını Türkiye yararına kullanmayı bilen bir bürokrasinin ne denli parlak manevra fırsatları yaratabileceğini örnekliyorlar. Konuyu, Ayşe Nasır’ın genel bir değerlendirmesi, Mine Kazmaoğlu’nun Türkiye’deki en etkili yabancı kariyer sahibi olan Holzmeister’e ilişkin yazısı ve Bonatz’ın Türkiye anılarından bir derlemesi aracılığıyla gündeme taşıyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder